Oyun çocuklarımızın hayatında özellikle de 0-6 yaş dönemi içinde çok ciddi bir uğraştır. Oyun oynarken bazen oyuncu bazen de oyunun ta kendisi olurlar. Farkında olmadan deneyimledikleri yada bir parçası oldukları oyunların sonunda kalıcı bir davranış kazanmış olurlar. Bizler de anne baba olarak bu kalıcı davranışları olumlu kalıcı davranış olarak sabitlemek isteriz. Peki bunu nasıl sağlayabiliriz? Elbette ki oyunlarını, oyun alanlarını , oyunlarda kullandıkları materyal ve oyuncakların içeriklerini zenginleştirerek. Çocuklarımız Oyun oynarken ; dokunur, görür duyar, koklar, tadar ve taklit eder halde olurlar. Biz tüm bunlara ne kadar destek halde olursak oyunlarını o kadar keyifli ve aslında olumlu kalıcı davranışlarını edindirmiş hale getirebiliriz. Tüm bunları düşünürken dikkat etmemiz gereken şeylerden biri de çocuğumuzun içinde bulunduğu yaş grubuna uygun seçimler yapmanın yani sıra aslında bir sonraki yaş grubuna geçişler için de alıştırma yaptırabilir, onları hazır hale getirebilmek olmalıdır.
Davranışlarına olumlu yönde katkılar sağlarken düşüncelerimiz arasına onların hayal güçlerinin ne kadar sınırsız olduğu gelebilir. Dünyayı bizim gözümüzden farklı bir gözle yorumluyorlar. Gün içinde farklı kimliklere bürünebiliyorlar. Gün geçiyor enfes yemekler yapan bir aşçı, hayvanları kurtaran bir veteriner, tüm dünyaya buluşlarıyla ilham veren bir mucit, sevdiklerinin hayatlarını kurtaran bir doktor , bilimi nesillere aktarmak isteyen bir bilim insanı, uzayda hayat için çabalayan bir astronot ya da ağaçta mahsur kalan kediciği kurtarmak isteyen sevgi dolu bir itfaiyeci olabiliyorlar.
Hayal güçlerini kullanarak aslında kendi becerilerinin de desteğiyle hayatı deneyimliyor ve gelecekte var olacak kimliklerinin ön gösterimlerini bizlere sunuyorlar. Bizler de hayal güçlerini desteklemenin yanı sıra aynı zamanda onların ince-kaba motor gelişimlerine destekte bulunabilir, sosyal gelişimlerini zenginleştirebilir, psikomotor gelişimlerine katkıda bulunabilir, öz bakım ve bireysel gelişimlerinde onları cesaretlendirebilir , dil gelişimleri için onların kendi hikayelerinin başkahramanları olmalarını sağlayabiliriz.
Tam da bu noktada sizlere örnek vermek istediğim bir oyuncak var. Belki de hepimizin aslında işlevselliğinin farkında olduğu ve keyifle vakit geçirebildigi bir oyuncak olan bambu çubukları. Hayal güçlerine tercüman olabilecek bir oyuncak olmasının yanı sıra bağlantı aparatları ile aslında küçük parmak kaslarını çok erken yaşlarda destekleyebilecek türde. İlkokul çağı öncesinde çocuklarımızda olmasını istediğimiz kalem tutma hakimiyetini oyun oynarken aslında destekleyebiliyor olabileceğimiz bir seçim yapmış olmanın rahatlığını yaşatabilir bizlere. Çubukları birleştirirken birleştirme aparatları farkında olmadan çocuklar için tripot tutusunu desteklerken, onların parmak kaslarını yazıya ; öncesinde de kalem tutma hakimiyetine hazırlıyor.
Başka neler mi yapılabilir dersek şöyle devam edelim…
Oyuna bu oyuncak sayesinde bireyselligin yanında tüm aileyi de dahil edebiliriz . çocugumuz bir köprü inşa ederken biz de onun için bir gemi yaparak bütünsel bir bakış açısı kazanmasına yardımcı olabiliriz.
Kendi iç dünyalarını yansıtmaları için bize fırsatlar sunmalarına şahitlik edebiliriz. Yaptıkları uçaklar ile belki bir pilot olabilirler.
Onlara gündelik hayattan basit kesitler sunabilirsiniz. Şöyleki yaptıkları arabaları kullanarak oyunda onlara basit trafik kurallarından bahsedebiliriz.
Ya da sınırları dünyanın ötesine çıkarmayı deneyip uzaya bir roket fırlatmak isterler. Onları siz de duyar gibi misiniz? Anneeee babaaa hazırlanın uzaya gidiyoruzzz…
Bizler de onları oyuna dahil edebiliriz. Hatta problem çözme yeteneklerine destek verebiliriz. Örneğin ağaçta mahsur kalan bir kediyi kurtarmak için onlara bir merdiven inşa ederken onlar için bir problem çözücü rol modeli olabiliriz.
Nihayetinde de belki oyunlarını evin, duvarların dışına çıkarmak istediklerinde tüm aile yıldızlı bir gece de belki bir kamp ateşi etrafında toplanmış bulur kendini
O zaman herkes hayal çadırına